Felak: Çoğalt Beni Azaltma

 “De ki…” Belli ki beni inşa etmek istiyorsun. Dediğini demeyi hak edecek bir hale yoğurmak istiyorsun. Benimle haldaş oluyorsun sanki. “Yerinde olsaydım, derdim ki” diyorsun. Nefesime emanet ettiğin sözünü öz’üm etmektir dileğin. “De ki ‘sığınırım…’” Anladım; ben yetmiyorum bana. Koruyamıyorum kendimi tek başıma. Tehlike...

Felak: Sirenlerden Sığınağa

“Yarattığı şeylerin şerri” der demez, ilkin dönüp kendime bakıyorum. Kendi şerlerime... En çok kendime verdiğim zararlara... Ben, beni nasıl kullanıyorum? Neye, nasıl bakıyorum? Ellerimde neler var? Ellerimle neler yapıyorum? Ayaklarım nerelere gidiyor? Nelere basıp, ezip geçiyorum? Nerde keyif yapıyorum? Nerde düşüp kalkıyorum? Ben, sahi ben, yaratılanlardan biri olan ve en yakınım o...

Fil: Ebabil Kanatlarına Tutundur Ümitlerimi

“Görmedin mi?” Görüyorsun: Tereddütteyim. Gücü söz edinmişlere karşı sözümün gücü işe yarayacak mı? Kaygılardayım. Yakıp yıkan, amansız kuvvete karşı bu cılız nefesim yetecek mi? Korkuyorum. Şu kokuşmuş ümitsizlik gömleğini yırtıp atacak mı zayıf sesim? Başaracak mıyım? Beni bir çelik çekirdek gibi koyuyorsun küfrün sağır zırhının karşısına? Sahiden delip geçecek miyim bu zifir karan...

Fil: Sen Ebabil Olabilir misin

Fil hafif, kuş ağır/dı o tarihte. Olayların birer ayet olduğunu unutuyorsun. Hayatın her güne bölünen kalın bir kitap. Olayların içindeyken olayın bütününü görmeyi unutuyorsun, bir yanından bakıyorsun. Ya da tamamen dışında kalarak ilgisizliğe ve sorumsuzluğa saklanıyorsun. Olaylar ne yalnızca seninle ilgilidir. Sen merkez değilsindir. Ne de tamamen senin dışındadır. Aynı evrende yaşanan yakının...

Kafirun: Sen Yoluna Ben Yoluma

Kafirun suresi farklı yaşam biçimlerine en temel, uzlaşmasız konularda uyum sağlaması talep edilen ve ödün vermesi konusunda baskı kurulan her Müslümanın, asıl kimliğini yeniden açıklığa kavuşturmasına yardımcı olan bir kimlik bildirimi, veciz bir manifesto gibidir. Bir yol ayrmı vardır herkesin yaşayacağı. Yolunu diğer yollardan ayırdığı bir seçimi. Hayatın asıl tercihleri. Dönemeci. Bir d...

Kafirun: Kendine Saklıyorsun Beni

“De ki…” Bu ilk… İlk defa, Senin dediğini dememi istiyorsun. Kendi tarafında kabul ediyorsun beni. Sözüne elçi ediyorsun dilimi. Nefeslerime emanet ediyorsun gerçeğin dirilişini. Senin adına var olmanın göğsüne koyuyorsun kalbimi. Asil bir direnişin sancağı etmek üzere ayağa kaldırıyorsun beni. Cepheye çağırıyorsun yüzümü. Senin tarafına… “De ki, ey k&acir...

Maun: Gözlerimde Işık Yarası

“Gördün mü?” Bu soru, gözleri olana sorulur. Bu sorunun muhatabı olmak için görmek yetmez. Soru sorulanın “Görüyorum ben” diyebilmesi de beklenir. Görüyor olduğunu da görmesi gerekir. Görünenler içinde “Gördün mü?” sorusuna cevap vermesi beklenen sadece insandır. İnsan olmayana sorulmaz bu soru. Görenler çoktur; ama sadece insan gördüğünün farkındadır. &ldquo...

Maun: Riyâsız İnkâr Gösterişli İman

İlahi değerler sistemini yalanlayıp bu Allah sisteminin insan hayatı için hiç de iddia edildiği gibi ideal bir sistem olmadığını düşünenlerin sosyal hayatta genel anlamda nasıl bir duruş sergilediklerinin farkında mısın? Ya da bu ilahi değerler bütününün gerçekten de insan için en uygun yaşam değerleri olduğuna inandıklarını söyleyenlerin, yani Müslümanların bu iddialarını gerçek hayatlarında, s...

Tekasür: Ateş Çemberinde Bir Ömür

“Oyalayıp durmakta sizi çoğaltma tutkusu…” “Hele bir yarın olsun” diyenlerdenim ben de. Böyle böyle geçiştirdim bugünleri. Geldiğinde yeni bir “yarın” onu da bir başka yarının eşiğine kurban ettim. Sıradanlaştırdım bugün olunca yarını. “Sırası değil, sonra” diye diye eğretileştirdim “şimdi”lerimi. “Bu kadar yetmez, biraz d...

Tekasür: Ha Çokluk Ha Yokluk

“Bir açgözlülük saplantısı içindesiniz, mezarlarınıza girinceye dek süren. Zamanı geldiğinde anlayacaksınız! Evet, zamanı geldiğinde anlayacaksınız! O gün hayatın nimetlerine karşı yaptıklarınız için mutlaka sorguya çekileceksiniz!” Tekasür; çokluk; para, çok giysi, çok ev, çok araba, çok bilgi, çok sevgi, çok eşya, çok arkadaş, çok eş, çok fikir, çok din -çok tanrı- anlamına geliyor...

Kevser: Sen de Irmağa K-atıl

Kevser hikmet, iyilik, güzellik, ahlak, onur akımı/akışıdır. Erdemin özü, sınırsız iyilik ve güzellik ırmağı. Hayat görüşün, bir ölüm görüşü gibi algılanır. Çok uzak bir geçmişe ait olması yadırganır. Çağı ve gelecek çağları/günü ve yarınları karşılayamayacağın bir anlayışa saplanıp kaldığını sandıklarını düşününce boğuluyormuş gibi olursun. Bir yaşam biçiminin niteliğine bakılmadan, gerçekten a...

Kevser: Sözün Dudağıma Sonsuzluk Pınarı

  “Biz verdik sana…” dediğini duydum. Bu duyuşun eşiğine gelinceye kadar Senden ne çok şey aldım. Senin verdiklerinle anlıyorum Seni. Kulaklarım var; duyuyorum. Gözlerim var; verdiğini görüyorum. Aklım var; bana sürekli ikram edildiğini anlıyorum. Kalbim var; beni her daim beslediğini, her ihtiyacımı gördüğünü itiraf ediyorum. “Biz verdik sana…” Veren...