İnce Ruhlu Peygamberimize Zarîf Ümmet Olmak

Hakk’a ve halka yönelik hayat düsturlarını ihtiva eden İslâm Dini’nin halka dönük esaslarının özü, güzel ahlâktır. Güzel ahlâkın mü’mine yüklediği ana görev de ince ruhlu olmaktır.

İnce Ruhlu Olmak Nedir?

- Yaratandan ötürü yaratılana saygı duymak mıdır?...

Beşîr Müjdelenen-Müjdeleyen/Müjdeci

Müjdelenen Yer ve gökler gündoğumunu bekleyen insan gibi bu kutlu doğumun sabahını bekliyordu. Kutlu doğumun sabahı, işte o cana can katan sabah, işte o mutlu ve kutlu saat, işte o mesut andır. “Bu gece, Kisra’nın sarayında on dört sütun devrildi. İran’ın ateş tapınağında yüzlerce yıldır yanan ateş söndü, Sava deresi kurudu.” O ge...

Merhamet Hadisleri

• Allah mahlûkâtı yarattığı vakit, kendi nezdinde arşın üstünde bulunan kitabına "Rahmetim gazabıma üstün geldi" diye yazdı. (Buhârî, Tevhid 15, 22, 28 55; Müslim, Tevbe, 14-16) • Rabbiniz gerçekten çok merhametlidir. Kim içinden bir iyilik yapmayı geçirir de onu yapmazsa, ona bir iyilik sevabı yazıl...

Hz. Peygamber'in (sav) Ümmetine Şefkat ve Merhameti

Kendisi Rahman ve Rahim olan Allah, merhamet ve şefkat duygusunu yarattıklarının en üstünü olan insanın fıtratına da koymuştur. İnsanlara şefkat ve merhamet duygusu en üst düzeyde Allah’ın hidayet rehberi olarak gönderdiği peygamberlerde bulunur. Allah'ın kalplerine yerleştirdiği bu şefkat hissiyle peygamberler bütün gayretlerini ümmetinin ku...

Hz. Peygamber’in Çocuklarla İlişkileri Üzerine

Başta milletimiz olmak üzere bütün Müslüman toplumlar gelecekte dünya milletleri arasında saygın bir yer ve etkinlik kazanmak istiyorlarsa çocuklarını ve gençlerini geleceğe en iyi şekilde hazırlamakla yükümlüdürler. Bu hususta Müslüman milletlerin kuşkusuz en büyük avantajı, hayatın her alanına dair insanî ve irfanî çözümler sunan bir dinlerinin olması, daha da önemlisi bu dini bütün davranışları...

Hz. Peygamber’in Çocuklarla Hatıraları

Rasûlullah Efendimiz (sav)’in, dönemindeki çocuklarla ve kendi torunlarıyla kimi hatıraları var ki bugün hepimiz için son derece önemli dersler çıkarılması gereken örnekler olarak karşımızda durmaktalar. Aşağıda yer verdiğimiz küçük Mahzure ile olan anısına bakalım mesela... Bugün hangi birimiz böylesine çocuksu davranışta bulunan miniklere bu şekilde hoşgörülü ya da davranılması gerektiği şekilde...

Sözün Güzelini Söylemek

Görüştüğümüz bütün insanlarla güleç yüzle konuşmak İslamî bir görevimizdir. Çünkü Rabbimiz sözün güzelini konuşmamızı emir buyurmuştur. “(Ey Peygamber!) Kullarıma söyle; sözün en güzelini söylesinler.” (İsra, 53) Güzel söz söylemekle mükellef kı...

Hz. Muhammed (sav)'in ve Ashabının Şakaları ve Latifeleri

 

Hz. Enes, Allah Rasûlü (sav)’nün hanımlarıyla beraber olduğu zaman insanların en hoşu ve en şakacısı olduğunu aktarmıştır.

Peygamber Efendimiz ile ashabının hayatını hep büyük olaylar ve önemli dinî meseleler etrafında okuyageldik. Siyer denildiği zaman ciddiyet sınırlarının üst düzeye taşındığı, gündelik hayatın, “küçük” hadiselerin neredeyse tamamen göz ardı edildiği bir hakikat anlatısı...

Biz Bu Dünyayı Çocuklarımızdan Ödünç Aldık

Bizler kurulu bir dünyaya doğmakta, fakat sosyal hayatın ürettiği bir bilinçle doğal çevremizle ilişki içine girmekteyiz. Çocukluktan itibaren gerek ailemiz ve gerekse yakın sosyal çevremizden aldığımız düşünce ve davranış tarzıyla tabii çevremize yaklaşırız. Dolayısıyla sosyal çevremizin görmediği veya görmezden geldi...

Hz. Peygamber'in Sevgi, Barış ve Hoşgörü Dünyası

Thomas Hobbes (ö. 1679), “İnsan insanın kurdudur” (Homo homini lupus) demiş. İslâm dünyasında da Hobbes’tan yaklaşık 600 yıl önce Endülüslü Zâhirî âlimi İbn Hazm, “İnanın insandan çektiği acıları, insan yırtıcı hayvanlardan çekmemiştir” der. Elbette bu sözler, insan hakkında çok...

Hz. Peygamberin Kendisi Hakkındaki Değerlendirmeleri

Hz. Peygamberin Beşer Oluşunu Vurgulaması Kur'ân-ı Kerim'de Rasûl-i Ekrem'in bir beşer ve kul olduğu açıklandığı gibi;(1) Hz. Peygamber de kendisinin bir beşer ve Allah'ın kulu olduğunu açıklamıştır. O'nun özellikle kendisini beşer olarak tavsif ettiği  " Ben bir beşerim"(2) gibi açıklamalar vardır. Hz. Peygamber, Medine'ye yeni hicret...

Güven ile Sadakat Arasında

  Peygamber Efendimiz’in ilk vahiy gelmeden önce yaşadığı kırk yıl boyunca en sık anıldığı lakabı el-emin idi. Öyle ki, vahye inanmakta zorluk çekenler bile sözüne bu kadar güvenilen birinin durduk yere peygamberlik taslamayacağından hareketle onun söylediklerine kulak vermişlerdi sonradan.   Birinin sözünden, yaptıklarından emin olmak bugün o kadar imkânsız bir şey olara...