İnsanın Yazgısını Toprağın Alın Çizgilerinde Okuyor Elçi

“İza zulzilet’ül arzu zilzâlehâ…” Sonsuz titreyişin haberi sarsıyor Elçi’nin dudaklarını. Kesintisiz deprenişlerin sessizliğini akıtıyor nefesleri. Sarsılışların telaşını indiriyor insanlığın nabzına. Bileğinde kıyamet saati taşıyor. Seslendirdikçe vahyin hecelerini, devriliyor ân. “Zilzal”i duyuruyor âleme. &C...

Peygamber'in Aynaları: "Yüzü Olan Gelsin"

Sevindim, çok sevindim. “Şiir”e karşılık gelen İngilizce “poem” kelimesi, “taşların arasından akan su” anlamına geliyormuş. Suların taşlara dokunuşu, hiçbir kelimenin yetişemeyeceği bir akış. Şiiri aşan bir ahenk. Şairlerin hep duyduğu ama dile getiremediği bir “şey” var orada, bir şey. O “şey” her neyse, orada uyur, sadece...

Medine Vesikası

Medine’de İslam toplumu kardeşlik bağlarıyla dayanışmanın şaşırtıcı bir örnekliğini sergiliyor olsa da hak ve hukukla ilgili kapsayıcı düzenlemelerin eksikliği hissediliyordu. Üstelik şehirde yaşayan Arap ve Yahudi gayrimüslimlerle de bir arada yaşamanın kurallarının tanımlanmasına ihtiyaç duyuluyordu. Adliye, eğitim, maliye, askerlik, dinî hak ve sorumluluk...

Göğsünde Zelzele Besliyor Sevgili

Toprağı çeker ayakların altından ‘zilzal’ haberi. "Ve arz zelzelerle sarsılırken…" (Zilzal, 1) Fırtınaya tutulur hayaller. Nefesler yarım kalır, kesilir. Yüzü çizilir huzurun. Eteği tutuşur ümitlerin. Sevdanın avuçları kanar. Göğüs ağrısı başlar zeminin. Sabit bilinenler uçuşur. Dayanaklar yıkılır. Birikimler erir. Ciddiyet...

Utanır Belki İnsanın Kalbi Taşlardan

Sînâ’dan inişi Mûsâ (as)’nın sancılıydı. Dünya ağrısıydı taşıdığı. Bütün zamanların vebaliydi yüklendiği. İnsanlığın yükünü almıştı omuzlarına. Hiç beklemediği. Hiç ummadığı. Kendine yakıştıramadığı. Belki “sırası değil ki” dediği. Sînâ’dan inerken, gölgesinden başka kimse yokt...

Güzümüze İncir İnceliğiyle Eğiliyor Elçi

Mekke’deyiz. Olmazların olacağına inanmış Elçi’nin ayak seslerini duyuyoruz. İmkânsızın mümküne döneceğinden ümitli Muhammed-i Emin (sav)’in yürüdüğü patikaları adımlıyoruz. Gölgelerimiz yan yana yürüyor. Sonraları bilmiyoruz. Her şeyin aleyhimize işlediği bir şehrin kuytularına sığınıyoruz. İtiliyoruz. Eziliy...

Allah'ın Kılıcı: Halid b. Velid (ra)

Oğulları anlatmadan önce, babalarını anlatmak gerekir bazen. Halid (ra)’den önce Velid’in gölgesi düştü çünkü dünyaya. Putlara ve geleneklere bağlı zengin bir tüccar Velid. Mahzumoğulları’ndan. “Idlu Kureyş/Kureyş’in Dengi” olarak anılıyor; çünkü bir yıl o, bir yıl Kureyş’in tamamı değiş...

Yokuşlarda Yorula Yorula Hayra Yorulacak Bu Rüya

Hira’dan yokuş aşağı indikten sonra Hira’nın yokuşuna tırmanmadı Elçi. Yeni yokuşlara yürüdü Hira'dan sonra. Daha dik yokuşlar bekliyordu kendisini. Kendi sarplığını aşmalıydı insan. Var olmak, düşünmek içindi ama insan biriktirmeye daldı. Düşünmek, teşekkür etmek içindi ama insan sahip olmaya heveslendi. Baştan ayağa hayre...

Mevlid Kandili Muhasebesi ve Niyazı

Allah Teâlâ’ya hamd ü senâ, Resulü Hz. Muhammed Mustafa’ya salât u selâm, âl ve ashâbına ve onların yoluna güzelce tabi olanlara saygı ve ihtiram ile sözlerime başlarım. Dostlar, Gelin, bu Mevlid Kandilinde sizinle birlikte biraz düşünüp, söyleşelim, dertleşelim. Biz insan ve Müslümanız elhamdülillah. Allah’a ve son Rasûlü örnek kulu Hz. Muhammed (sav)’e, Allah’ın tüm peygamberleri aracılığı i...

Aynaların Gönlünü Alıyor Elçi

Aynaların dili olsa… Şaşkınlıklarını anlatabilseler bir ara… Hayal kırıklıklarını parça parça dökseler bir akşamüstü… Önce insanları şikâyet ederlerdi. Ayna olduklarına utandırıldıkları için belki. “Ne oldu da bunca hayret yoksunu oldunuz?” diye diye. “Bu sıradan bakışlar niye?” “Kör mü g&o...

Sahabenin Güleç Yüzü: Nuayman b. Amr

“Ey Allah’ın elçisi, sen bizimle şakalaşıyorsun” dedi sahabeler, sevinç ve hayretle. “(Şaka yapsam da) sadece gerçeği söylüyorum!” dedi Elçi, mizahta dahi yalan söylemediğini belirterek. Ebû Hureyre’den duydu insanlar bu cümleleri ve tebessüm ettiler. [1] Tebessüm kalkanına da ihtiyaç vardı okları karşılayabilmek için, yorulan ruhların dinlenmesine. Peygamberdi O, şakalaşmadığı zamanlarda da gülü...

Siyahın Âhını Dinliyor Elçi

Gecenin göğsüne yaslı Elçi’nin kalbi. Serin nefeslerini şeffaf parmak uçları gibi gezdiriyor boşlukta. Mekke’nin ateşli suskunluğunda nazlanıyor ümitlerin en tazesi. Gözlerinin pervazından sızan duru bakışlara yağmaya hazırlanıyor göğün mavisi. Bir siyah, bin siyah susku çöküyor şimdi Bedr’in hareli yalnızlığına. Vahy...