"Nerelisin" Derse Peygamber

'Hüzün yılı' geldi çattı. Önce can yoldaşı, Hira dönüşlerinin müjdecisi, uzun inzivaların sırdaşı Hz. Hatice (ra) vefat etti. Yanı başında duran, sessiz teselli pınarı uzaklara gitti. Sonra amcası Ebû Talib'in hüzünlü vedası geldi. "Sen sevdiğini hidayete eriştiremezsin" sızısıyla kesildi Elçi'nin nefesleri. Mütekebbirler karşı...

Burası Okçular Tepesi

Okçular Tepesi, Muhammedî şuurun taşa kazınmış hatırasıdır. Nebevî sezişin, ateşli telaşlar arasından ruhumuza serince dokunuşudur. Ölüm kalım derdinden öte dertlerle dertlenmenin sarp yokuşudur. Var yok arası kaygılardan vazgeçişlerin kuyusudur. Okçular Tepesi, sebep sonuç zincirinin üzerinde durma savaşıdır. İnsanın yeryüzündeki varlığının olağan sonuçlardan fazlası ettiğine yeniden iman etme ...

Geçmiş Olur mu Kadr'i İnsanın

Nereye koşarsa, karşısında göğü bulur insan. Kaçtığı her yerde onu bekler göğün yüzü. Yüz çeviremez göğün yüzünden. Geride kalmaz ufuklar. Geçip gidemez göğün altından. Her anında gökten düşen bir nasip vardır insana. Hava, ışık, rüzgâr, yağmur… İnsanın kalbi üzerinde yükse...

“İkinin İkincisi” Diye Yazdı Kaderimizi Bayram

Bayram sessizce sokuluverdi yanımıza, gölge serinliği oldu yolumuza. Bir ağaç gölgesinde dinlenen yolcunun yanına yazdı adımızı. Ayaklarımızı yeryüzünden çekti. Göklü sevdalar yükledi başımıza. Alışkanlıkların bulanık selinden kurtardı şehri. Kristal bir avize gibi indi başucumuza. Durulttu telaşlarımızı. Dünyanın ufkuna ahiretin şavkını getir...

Peygamber Mutfağında Menü

Tarihler, bundan 1200 yıl öncesini gösteriyor. Mekan, görkemli Bağdat şehri.

Abbasi vezirinin şaşaalı köşkünde, halife Harun Reşid şerefine verilecek ziyafetin son hazırlıkları yapılıyor. Bağdat sıcağına karşı, şehrin ileri gelenleri için köşk buzlarla serinletilirken, kabul salonunun muhtelif köşelerine yerleştirilen ve üzerlerine hoş çiçek kokularının serpildiği mangallardan etrafa nefis bir ray...

Peygamber'in Hatırasından Peygamber'in Hatrına

Buraya kadar “-di”li geçmiş ifadelerde tasavvur ettik Hazreti Peygamber’i. Oysa O’nun bir vakitler çözmeye çalıştığı düğümler şimdiki zamana ait. Şimdi daha da kör o düğümler. Bugün de kabuk bağlıyor benlikler, birbirine sağırlaşıyor kalpler. Eşyanın yüzündeki anlam yok sayılıyor. Kâinat kitabı, okuma ...

Dinler ve Dindarlar Arası Rekabet

Dinler arası rekabetten kastımız, diğer din mensuplarının Müslümanlara karşı takındıkları tavırlar ve ümmet-i Muhammed'e karşı yürüttükleri gizli açık kıskançlık ve düşmanlık uygulamalarıdır. Yoksa ilâhi vahye dayalı dinlerin hem öz ve kaynak hem de zaman açısından birbirleriyle rekabet etmeleri söz konusu değildir. Nitekim bu duruma Kûr'an-ı Kerîm'de şöylece dikkat çekilmiştir.

"Şüphesiz Allah ka...

Sessizlik Tohumunu Büyütüyor Elçi

Gülün yoluna diken serilir mi? Dikenler içinde diye gülden vazgeçilir mi? Bilemezdi bu ince sırrı Ümmü Cemîl. Hiç bilemeyecekti. 'Alev yüzlü' Ebu Leheb'in karısı, Peygamber'in yürüdüğü yollara dikenli çalılar attı. Ne bilirdi ki dikenleri bile güzelleştiren Gül’dür. Kendi yolunu diken etm...

Ve Oruç Yol Eder Bizi

“Seyahat eden sıhhat bulur” diyor Peygamberimiz. “Oruç tutan sıhhat bulur” da diyor. Buradan hareketle orucu ve yolculuğu eşanlamlı olarak okuyoruz Nebevî gündemde. Orucun yolu var, yolun da orucu var demek ki…  Mümin olmanın, yani Allah’tan emin olmanın göstergelerini sayan Tevbe Suresi 112. ayetindeki “es-sâihun&r...

Ashab-ı Kehf Aynası

"Senin isminle Allah'ım" diye başlıyordu sözleşme. Elden ele dolaştı; hiç sönmeyecek nefret közü olarak dudaklara bulaştı. “Son darbe” olacaktı. Allah’ın adıyla Allah’ın Elçisi’ni susturacaklardı. Söz’ün kalbini sekteye uğratacaklardı sözde. Emir kat’i. Kesilecekti irtibatlar. Yakınlıklar yok sayılacaktı. ...

Umre: Hem Aşk Hem Emek [1]

Nisan ayının sonlarında bir hafta süren bir umre ziyaretinde bulundum, Mekke ve Medine’ye. İlk kez gitmenin heyecanını duyuyordum hazırlanırken; doğrusu geciktiğim bir ziyaretti. Hep istediğim bir yolculuğu niye bu kadar geciktirmiştim ki… Yıllarca iki ülke arasında yaşadım. Yolculuk enerjim iki ülke arasında iki çocukla gidip gelirken tükeniyor ve bu durum...

Muhammedî Mahcubiyetin Sofrası Açıldı

Akışı değişti vaktin; zaman nehrinin çağıltısına uğradık. Beyaza köpüklendi gün. Sessiz bir huzurun kalbine indi telaşlarımız. Eşyanın külleri savruldu; varlık tazelendi. Lokmalar yenilendi. Yudumlar inci beyazına boyandı. Kazındı renkleri eşyanın, asıl boyasına kavuştu; ‘nimet’ diye görünür oldu. Artık Muhammedî bir mahcubiyetle oturuy...