Selamlaşmanın Anlamı

Hz. Adem'in Meleklere Selam Vermesi: Hz. Adem, ilk yaratılan insan olması sebebiyle başka bir insanla selamlaşması mümkün değildir. Bu bakımdan ilk selamlaşması meleklerle olmuştur. Buna işaret eden hadis şöyledir: "Cenâb-ı Hak Adem'i yarattığı zaman; git şu oturan meleklere selam ver, selamını nasıl karşılayacaklarını dinle. Zira onların karşılığı senin ve evlad...

Engellilik Toplumsal Sorumluluğa Engel Midir?

Hz. Peygamber Engellilere Nasıl Davranırdı?

Tarih boyunca her toplumda engelliler var olduğu gibi, Hz. Peygamber'in yaşadığı toplumda da belli oranda engelliler olmuş­tur. Bütün insanlığa rahmet olarak gönderilen Hz. Peygamber, engellilerle insani ilişkiler içerisinde olmuş, onlarla ilgilenmiş, onlara değer vermiş, sorunlarını çözümlemiş, gerektiğinde onları teselli etmiştir.

Abese sûresinin ilk â...

Hz. Muhammed'in Bazı İletişim İlkeleri

1) Mesajın kaynağı olarak Hz. Muhammed (sav)'in kendini tanıtması: Bilindiği gibi Hz. Peygamber, Mekke'de gayet tabiî bir hayat sürmek­teydi. Güvenilir bir kişiliğe sahip olması dışında, toplumca bilinen farklı bir yönü yoktu. Bundan dolayıdır ki, peygamberliğini ilan ettiğinde, insanların: "O ihtar (Kur'ân, başka kimse kalmadı da), aramız...

İnsan Hakları Açısından Hz. Peygamber'in Köleliğe Dair Uygulamaları

1. EBÛ ASÎB Künyesiyle meşhur sahabilerdendir. (İbn Hacer, İsabe, VII, 229) Adının Ahmar olduğu söylenmiştir. (İbn Hibban, Sikat, III, 219) Suffe ehlinden olan ve mescidde barınan (Ebû Nuaym, Hilye, II, 27) Ebû Asîb (ra) sünnete ittiba hususunda son derece hassas bir zat idi. Müsned’de üç hadisi nakledilmiştir. (Ahmed b. Hanbel, V, 81) Vefat tarihi ve yeri ka...

Hz. Muhammed (sav)'in Adaleti

Hükümde Adalet Cenâb-ı Hak, Kur'ân-ı Kerim'de şöyle buyurmaktadır: "Gerçekten Allah, size, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hüküm ettiğiniz zaman adaletle hüküm vermenizi emreder."(10) İslam'dan önce Araplarda adli işlerin yürütülmesi sağlam temellere dayanmıyordu. Uygulamada esas alınacak yazılı bir hukuk olmadığından problemlerin halli hakemle...

Hurafeler Karşısında Hz. Muhammed (sav)

Hurafeler, mantıksal temeli ve gerçek hayatla ilgisi bulunmayan yanlış inanç ve uygulamalardır. Din dışı alanlarda görülmekle birlikte dinî konularda daha yaygındırlar. Irk ve din ayrımı gözetmeksizin çeşitli toplumlar arasında mevcutturlar. Din bazında ele alınacak olursa, tarihte ve günümüzde Yahudiler ve Hıristiyanlarda olduğu gibi Müslümanlar arasında da görülmektedir. Önceki dinlere ai...

Hz. Peygamber'in Uygulamalarında İnanç Hürriyeti

Kur'ân-ı Kerîm'in pek çok yerinde akletme, akıl yürütme, düşünme, tefekkür etme fiillerini öğütleyen pek çok ayet vardır. Bu âyetlerde verilmek istenen mesaj, insanların hiç bir baskı ve zorlama olmaksızın akılları vasıtasıyla düşünmeleri, hadiseleri değerlendirmeleri ve doğruyu ancak kendi zihnî gayretleriy...

İnsanlara Değer Vermesi

İnsanları peşin hükümlerle değerlendirmek çoğu zaman bizi yanıltır. Ashab-ı Kiram’ın, o altın neslin dahi böyle bir değerlendirme sonucu yanıldığını görüyoruz. Bu yanılma, bahsi geçen kişiyi önemsemeyip, cenazesini Rasûlullah’a (sav) bildirmeye değer bulmamaya sebep olmuştur. Çoğu kaynaklarda Ümmü Mihcen adında siyahi...

Bir Vadi Bağışlamak

Model insan olarak Hz. Peygamber, sözleri ve uygulamaları ile Müslümanlara günlük yaşamda rehberlik edecek davranış örnekleri sergilemiş ve ashabının inanılmaz çabası sonucu bunlar kaydedilerek sonraki nesillere de yol göstermeye devam etmiştir. Hz. Peygamber'in nasıl davrandığı hakkında bilgimizin olmadığı hemen hiçbir durum yoktur. Duygu ve düşüncelerini nasıl ifade ettiği, insanlarla ...

Peygamber de Ağlar

Hicretin onuncu yılında, Peygamberimiz'in, Mariye'den doğan oğlu İbrahim vefat etti. Vefat ettiğinde on altı (bir rivayete göre ise on sekiz) aylıktı ve sütannesinin evinde kalıyordu. Çocuğun durumu kendisine haber verildiğinde hemen oraya giden Hz. Peygamber can vermekte olan İbrahim'i kucağına aldı, gözlerinden yaşlar boşalmaya başladı ve: "Göz ağlar, kalp üzülür; biz yüce Rab...

Oryantalistlerin Hz. Muhammed (sav)'e Bakışı

Oryantalizm ilk çıkışından günümüze kadarki gelişmesi itibariyle Doğu'nun dini başta olmak üzere maddi-manevi kültürü, tarihi ve dilleriyle meşgul olan "bilim dalı"na; oryantalist de bu bilimle uğraşan kimseye denmektedir. Akademik bir disiplin olarak ortaya çıkışı da Fransa'da Napolyon'un Mısır Seferi'nden önce 1795'te Paris'te kurdurduğu Ecole speciale des lang...

Rönesans ve Aydınlanma Döneminde Avrupa'da Hz. Peygamber'in Kişiliğiyle İlgili İlk Çalışmalar

Bu konuda Hz. Peygamber'le ilgili yeterli eser ve çalışma bulunmamasına karşın yine de dönemin edebiyat ve kültür dili olarak Latince hazırlanmış bazı yapıtlarla karşılaşmaktayız. Halk edebiyatında bu çalışmaların Latince yapılmış teoloji çalışmaları kadar olmadığını görürüz. Bu, aynı zaman din savaşlarının da oldukça yoğun olduğu bir dönemdir. Ortaçağ, belki istisnasız her alanda Hıristiyanl...