Araf: İki Derede Bir Arafta (I. Bölüm)

Araf kendinle kendin arasında arada kalmaktır. Seni ayartan senle sen arasında ve yine seni ayartan dış etkenlerle doğru olmak-kalmak isteyen sen arasında; arada kalmak. Doğruyla yanlış arasında. İyi ile kötü arasında... Çeldiriciler, çelişkiler, şüpheler arasından sıyrılıp seçebilme gücünü kullanmak içindir de araf... “Elif-Lâm-Mîm-Sâd. Yücelerden bir ilahî kel&aci...

Sad: "Varınca Haber Ver!"

Parçalanmışlık. Bir çerçeve bulamayış.  Bir zeminde olamayış. Hücrelerin birbirine yabancılaşması. Organların birbirine dokunamayışı. Parmakların birbirini bulamayışı. Gözlerin yan yana duramayışı. Yerkürenin güneşten uzağa savrulması. Dalların gövdeye bağlı olmayışı. Uçların dağılışı. Ucun uç olduğunun anlaşılamaması, kök kök olduğunun… Parçalanmışlık… Bir bütün olamayış. Bir...

Sad: Boşuna Gurur

“Sâd. Düşün öğüt ve uyarılarla dolu olan bu Kur’ân'ı! Ama hakikati inkâra şartlanmış olanlar, boş gurura kapılmış ve bu sebeple doğru yolu bırakıp yanlış ve eğri yollara sapmışlardır. Onlardan önce kaç nesli bu günahlarından dolayı yok ettik! Ve artık kaçmalarının mümkün olmadığını anladıklarında nasıl yalvarıyorlardı Bize! Şimdi bu insanlar aralarından bir u...

Kamer: Ay Paramparça

“Son saat yaklaşacak ve ay yarılacak! Ama eğer onlar, Son Saat düşüncesini tamamen reddedenler, onun yaklaştığının işaretini görselerdi, sırtlarını dönerler ve "Bu, hep olagelen bir göz yanılmasıdır!" derlerdi. Çünkü onlar kendi arzu ve heveslerine uyarak bunu yalanlamaya şartlanmışlardır. Ama her şeyin doğruluğu sonunda ortaya çıkacaktır. Ve bakın, onlara küstahlıklarını önleyece...

Kamer: Kalbimde Bin Ay

Yaklaştı saat… Evet, yaklaşıyor saat. Hiç uzak olmadı aslında. İçimdeki tik-tak'lar sonumun ayak sesleri. Gelip geçmeler, terk edip dönmemeler nihai tükenişin soğuk nefesi. Kayıyor bastığım zemin. Devriliyor yaslandığım duvarlar. Vuslatlarım kıyısından köşesinden yırtılıyor. Yerleştiğim odalar daralıyor. Doyduğum sofralar kaldırılmak üzere. Tenim soyunuyor ruhumdan. Aynalardan çekiliy...

Târık: Yıldızlarla Çalıyorsun Kapımı

Gökler ve gece gelen konuk konuşsun sana. Gökleri tanık tutuyorsun. Göğü söz diye indiriyorsun aklımın toprağına. Arza düşmüş bakışımı yukarı kaldırmamı bekliyorsun. Yer'li olmuş aklım; Sen gök çekimine tutulsun istiyorsun. Sağır sebepler arasında boğulan, insafsız çarklar arasında ezilen, sonu gelmez yokuşlarda susayan kalbime yeni bir ufuk açıyorsun.   Amennâ. Gökyüzüne varıyo...

Tarık: Karanlığın Muhalifi Yıldızlar

Her yıldız bir iddia gibi durur başımızın üstünde. Uzayın, çok uzaklarındaki derinliğin bir selamı gibi ışıldar orada. Ve her yıldız şunu söyler gönderilmiş iddiasında: “İnançsızlık karanlıktır!” Kendini küçük bir kara parçası kadar bilmek, teninden uzayına; ruhuna uzanamamak gibi midir bilinmez bu inançsızlık denilen şey… Ona kendi iç sesi “Nasılsın?” dediğinde, &...

Beled: Evim Sensin

Ötesi yok; işte Ben şahitliğe çağırıyorum bu beldeyi… Aldanışım mekânla başladı. Dünyamla, ülkemle, şehrimle, yuvamla, bedenimle… Varlık konforu var edilmişliğimi unutturdu. Var edilmişliğimi unutunca, Var Eden Seni unuttum. Süreklilik vaad eden yerleşimler gelip geçiciliğime kör etti beni. "Hep buradasın! Yaslan şöyle, rahatına bak!" dedi camekânlar, vitrinle...

Beled: Kebed Olamadım Sancısı

Son Peygamber’in özgürlüğünü elde edinceye kadar bütün çileleri çektiği Mekke ya da Medine “insanın derde düştüğünün/kebed” özel olarak tanığıdır. Tabii hayat mücadelesinde ve elbette özellikle özgürlük mücadelelerinde herkesin, her insanın yaşadığı kent, kasaba hayatın bu yanının; bu meşakkat, şiddet ve mihnetin tanığıdır. Ne memleketler, uzak yakın ne coğrafyalar, ne uygarlıkl...

Kaf: Durup Düşünme Durağı

Kaf! Tek hecelik bir vuruş! Akışı durduran keskin bir uyarı! Sessizliği yırtan tok bir sayha! Alışık olmadığım bir hitap. Bir harflik sesleniş. Bir hecelik dokunuş. İçine anlam koyamadığım ama varlığını anlamlı bulduğum keskin bıçak darbesi. Duraksadım burada. Durmamı ima ediyor olmalı Kâf. Tam burada. Gürültüleri susturup, telaşları uzaklaştırıp bir bıçak sırtında kalmalıyım. Bir kavşak b...

Kaf: Damarın Şah'ından da Yakın

Yine ilk yıllarda düşmüş bu arınma sözleri, bu yağmurlar... Belki benim/ senin de kendini bilmeye başladığı ilk yıllarına düşecek. Ya da bizde daha evvel hiç olmadığı kadar ilkliği, başlangıçları, yenilikleri, ilkellikteki o safiyeti gün yüzüne çıkaracak. Ruhsal ürpertiler, iç üşümeleri, titreme/ kendine gelmelere neden olacak. Kimbilir. Gökten atanmış elçiler ve Son Peygamber sana bunları söyl...

Mürselat: Yalancılar Gönderileri Yalanlaya Yalanlaya Bitiremedi ki

Üst üste. Yan yana. Bir daha. Bir daha. Yeni baştan. Yine yeniden. Hep yeni. Hep taze. Israrla. Hiç bıkmadan. Usanmadan. İnkâr edenlerin inkârlarını ciddiye almadan. Yalanlamalara aldırış etmeden. Yok saymaları, küçümsemeleri, üstünü kapatmaları, azımsamaları utandıra utandıra. Gönderiler gelmekte iç içe. Sözler inmekte tane tane. Yağmur taneleri gibi diri. Diriltici. Vurduğu her y...