Kudüs: İnsanlığın Nefsinden Ruhuna

Kudüs’te, Mescid-i Aksa’da namaz kılarken, İslam’ın üç kutsal mabedinde aynı anda ibadet ettiğim hissi uyandı bende. Mescid-i Nebevi ve Mescid-i Haram’dan sonra burada olmak, bütüncül hale getirdi kalbimin derinindekileri. Mekke ve Medine’de umre veya hac yaparken ümmetin içindeki farklılıklarla, İslam’ın yaşanılmasındaki kültürel çeşitliliklerle büyüleniyor in...

Seven ile Sevilenin Buluşması

Rivayete göre Hz. Peygamber “Kardeşlerimi ne zaman göreceğim” diye içini çektiğinde çevresindekiler: “Ey Allah’ın Rasûlü! Senin kardeşlerin biz değil miyiz” diye sorarlar. “Sizler benim ashâbımsınız. Kardeşlerim ise henüz gelmemiş olanlardır. Bana, görmeden iman edecekler” buyurur. “Kardeşl...

Ümmetin Tavaf Eden Tesbih Taneleri

Kâbe’ye ikinci gidişim hac vesilesiyle gerçekleşti. İlk gidişimde akıl edememiştim, ama bu sefer hazırlıklıydım. Aile büyüklerimden kalan ve kutsal topraklara götürerek onurlandırılacak bir tesbih var mıdır diyerek hayatta kalan tek aile büyüğüm olan teyzeme başvurdum. Her birimizin şu kâinatta kapladığımız bir boşluk var, onun ne kadarını, nasıl doldurduğumuz somut olarak ölçü...

Zamanın Tüm Birimleriyle

Yıllar önce bilgisayarımın dinlenme programını 60 saniye tuşlara dokunmadığımda devreye girecek şekilde ayarlamıştım. Öyle bir program ayarı ki durmaksızın kendi kendini yeniliyor: Neredeyse son sekiz yıldır dünyanın doğusunda-batısında, gittiğim her yerde çekmekte olduğum fotoğrafları ‘tesadüfi ard arda gelişler’le ekrana yansıtıyor. Kimi fotoğrafın detaylarına doğru zoom yapıyor, ki...

Nebevi Bulut

Pencereden bulutların geçişini izliyorum. Sonbaharın ilk günleri. Işık huzmeleri eğiliyor giderek. Bahçedeki narlar her gün biraz daha olgunlaşıyor. İncirler toprağa düşüyor usul usul. Serin ikindiler boyu sararmaya başlayan yaprakların havada usul usul uçuşunu izliyorum. Parçalı bulutlar renkten renge giriyor, biçim değiştiriyorlar durmaksızın. Bir görünüp bir kayboluyor güneş. Bulutların geçiş...

Hüzünlü Tebessüm

İşte o taşınma günlerimizin sonuncusu Berat kandiline denk geldi. Eski evde geçireceğim son geceydi. Yeryüzünün muhacirlerini, mücahitlerini, sürgünlerini, gurbet ehlini, bir gecede evlerini boşaltmak zorunda kalanları, savaş mağdurlarını, işsiz kaçakları düşünüp durdum gece boyu. Hüzünlendim. Hüzün, insana bu dünyada bir yolcu olduğunu hatırlatıyor. Gidişlerimizin pek çok yüzü var. Bazen veda e...

Güzelliğin Cevheri

Mekke’nin birkaç mil kuzeydoğusunda, Mina yoluna yakın bu dağda hepimizin “En Sevgili”sine gelen ilk vahiy, Hira mağarasına indi. Vahyin nüzulü sırasında izlediği düşey eksenin insanlıkla buluştuğu ilk yer, bu tek kişilik makam olmuştur. Son vahiy burada ilk muhatabını bulmuştur. Kelimelerin hakikatiyle ilk buluşma. Bu, aynı anda kırk yıllık bir yolun da sonu. Artık Hazreti Muh...

O'nun Gölgesinde Gizlenen

Bu iştiyakla O’na baktığımda gölgesizliğini gördüm bu kez. Bu bakış, aslında daha çok mecazi bir bakıştı çünkü O’nun suretinin, günün her vakti “öğlen saat on iki güneşi”ndeki gibi oluşunun bâtın anlamlarını içerecek bir ilmim yok. Yine de avamın penceresinden şunları gördüm: Efendimiz’in gölgesinin olmayışı; O’nun izdüşümünü değil, kendisini örnek alışı...

"Seven"in Tasvire İhtiyacı Yok

Yıllar önce, bana Kur’ân’ı Kerîm okumayı öğreten hocamın etrafına halka olmuş, Efendimiz’in çocukluğunu konuşuyorduk. Hocam, küçük Hazreti Muhammed (sav)’in yaşadığı zorlukları anlatırken yüzünde öylesine duygulu, şefkat dolu bir ifade belirmişti ki. O gün anladım: En Sevgili’nin “mahrem” y...

Goncadan Güle Hicret

İşte böyle hemcinslerimle beklerken hep birlikte... Dilimizde salat u selamlar, elimizde dua kitapları, Yüce Kur’an... Evet saatleri terk ediyorduk gitgide. Yalnız vakit vardı. Vakitti artık bizi örten. Örtündüğümüz. Bazılarımız hırçınlaşıyordu beklerken. Onlara sabır tavsiye ediliyordu ısrarla. Kimi telaşlı, kimi hırslıydı. Öne geçmek, Efendimiz’in (sav) önüne ilk girenlerden olmak,...

Medine Yollarında...

Çöl, anlamlarını bekleyen varoluşu temsil ediyordu. Geçmişten geleceğe uzanmıştı, geceyle gündüzün birbirine katılması gibi, gökle yer arasında bir bağlaç olmuştu. Ve Efendimiz (sav)’in tüm zamanları şu ân’ın sonsuzluğunda kuşatan hakikatini işaret ediyordu. Evet, aramızdaydı o. Güneşte kavrulmuş taşları geçerken, kurşuni tepeleri, boz renkli kumu geride bırakırken, tüm bunlar ...

Güven ile Sadakat Arasında

  Peygamber Efendimiz’in ilk vahiy gelmeden önce yaşadığı kırk yıl boyunca en sık anıldığı lakabı el-emin idi. Öyle ki, vahye inanmakta zorluk çekenler bile sözüne bu kadar güvenilen birinin durduk yere peygamberlik taslamayacağından hareketle onun söylediklerine kulak vermişlerdi sonradan.   Birinin sözünden, yaptıklarından emin olmak bugün o kadar imkânsız bir şey olara...