Muhasebe

Doğrunun yanlışın ne olduğuna dair ilkelerimizin zihnimizde bir bilgi ve kalbimizde bir inanç olarak bulunması o kadar esaslı bir insanlık meselesi ki o olmadığında rotasız, pusulasız bir gemi gibi o dalganın, bu rüzgârın etkisiyle bir o yana bir bu yana savrulup duruyoruz. Ömür kısa, yol meşakkatli, hedef büyük. Yoldan çıktığımız zamanlarda vakit kayb...

Kumaşımızın Cinsi

Karakter bir malzemedir, iyi yolda da kullanılır, kötü yolda da. Bu malzemenin özüne dair bir iki kelam edelim bugün. İnsanın doğuştan getirdiği fizik özelliklerine "halk"; yine doğuştan gelen manevi yapısına ise "hulk/huluk" denmiş. "Ahlak" kelimesi "hulk"un çoğulu. Seciye, huy, karakter anlamında. İnsanın kumaşını ifa...

İlk Ayetler: İlk Eleştiriler

Vahyin ilk günlerinden itibaren alaydan başlayıp işkenceye varan tepkiler gösteren müşrikler bu ayetlerde nasıl ele alınmıştı acaba? Allah Teâlâ bu haddini bilmez kullarının hangi vasıflarını yermişti? İlk surelere baktığımızda eleştiri konularının şu başlıklar altında toplandığını görüyoruz: Kendi aklını, bilgisini yeterli görüp herhangi bir yol g...

Namaz: İlk Günden Son Güne

Peygamberimiz risaletle görevlendirildiğinde bunun hem kendisine hem de bütün dünyaya yönelik nasıl büyük bir değişimi getirdiğinin farkındaydı. Vahyin ilk günlerinde yüklendiği sorumluluğun ağırlığı altında yatağına sığınmıştı ki şu ayetler geldi: “Ey örtünüp bürünen (Peygamber)! Kalk, birazı hariç olmak üze...

İlk Ayetler: Uzak Durulacak İnsanlar

Hazreti Peygamber’e ilk inen ayetlerin onun için ne anlama geldiğini düşündünüz mü hiç? Önünde uzun ve güç bir yol varken her inen ayet nasıl elinden tutmuş, nasıl yolunu aydınlatmış olmalı. Kişisel hayatında neleri değiştirmeliydi? Nasıl, ne zaman, ne kadar ibadet etmeliydi? Neyi, nasıl anlatmalıydı? Kimlerle, nasıl muhatap olma...

Kibir: İnkârın Basamağı

Şeytandan başlayarak tarih boyunca tüm inkârcıların ortak özelliğidir kibir. Kibirli, başkasının kendisine yol göstermesini kabul etmeyen insandır. Bu yüzden de çok kolay hata yapabilir; inkâra ve küfre düşebilir. “Vicdanları onların doğruluğuna kesin inandığı halde, sırf haksızlık ve kibirden dolayı bilerek inkâr ettiler. İşte ba...

Alışkanlıklar

Alışkanlıklar hayatımızı kolaylaştırır. Her günkü işlerimizi bir rutine bağlar ve davranışlarımızın önceden tahmin edilebilir olmasını sağlar. Bunun insan ilişkilerinde nasıl kolaylaştırıcı bir rolü olacağını tahmin edebilirsiniz. Gelgelelim alışkanlıklarımızın bazıları aynı zamanda ayağımızın bağıdır. Yükselmek isteyen ruhumuzu yere doğru çekerler. Allah'tan ...

İnanma Yeteneği

İnanma yeteneği her insana doğuştan verilmiş midir? Az ya da çok bu kapasiteye sahip olarak mı geldik dünyaya? Yoksa inananlar kendi çabalarıyla mı oluşturdular inanma cevherini? İnsanoğlunun iman tarihi boyunca ürettiği tüm yalan yanlış inançlar bile inanma olgusunun fıtrî olduğunu göstermeye yetmez mi? Bunun yanı sıra bazı insanlar ne kadar istese...

İmanın Alameti

İnanmak insana sorumluluk yükleyen bir iddiadır. İspat edilmeyi bekler. Kelam kitaplarının tartışma konularından biri olan "amel imandan bir cüz müdür" sorusu da bu nedenle önemli bir sorudur. İmanın oluşmasının şartı olmasa da muhafazasının ve tekâmülünün gereğidir amel. Buna göre davranışlara tesir etmeyen, imanlıyla imansız arasında ...

Bilmek-İnanmak

Bilmekle inanmak aynı şey mi? Yani her bilen inanır mı bildiğinin doğruluğuna? Her inanan bilir mi neye inandığını? Hayır, bilmekle inanmak aynı şey değil. Peygamber efendimizin hayatı boyunca asla yalan söylemediğini, hiçbir zaman menfaatini düşünerek bir şey yapmadığını, dünyanın malında, mülkünde, makamında, mevkiinde gözü olmadığını Mekkeliler b...

''Tanrım Neden Ben?''

Zaman zaman kendi kendinize "neden ben" diye sordunuz mu hiç? Neden bütün aksilikler beni buluyor, bütün ters insanlar benim karşıma çıkıyor? Neden hiçbir işim kolay olmuyor? Bu hastalık bula bula beni mi buldu? Bu ve benzeri soruların bir adım daha ilerisi "Ben bunu hak edecek ne yaptım?" sorusudur. "Neden ben" sorusu insanı...

Anlattıktan Sonra

Yakından uzağa, insanlara bir şey anlatmak istediğimizde amacımız konuyu doğru bir şekilde iletmek midir, muhatabımızı ikna etmek mi? Konuyu doğru bir şekilde iletmekle yetineceğimiz zaman nasıl olur üslûbumuz; illa ki ikna etmek istediğimiz zaman nasıl? Anlatacağımız konunun Allah'tan gelen bir mesaj olduğunu düşünelim. Rabbimiz bu mesajın en güzel ve eksiksiz şeki...